Rızık Nedir?

Ehl-i sünnet vel-Cemâat’e göre rızık Allah-u Teâlâ’nın canlılara verdiği ve onların da bilfiil (yaşayarak) fayda gördüğüdür. Yani yediği ve içtiğidir. Bu tanıma göre Allah-u Teâlâ yolunda başkalarına infak ettiğimiz şeyler bizlerin rızkı değildir. Çünkü infak veya başka sebeple olsa da bizler bu maldan bilfiil fayda görmüş bulunmamaktayız. Bir hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur: إنَّ رُوحَ القُدُسِ نفثَ في رُوعِي، أنَّ نفسًا لَن تموتَ حتّى تستكمِلَ أجلَها، وتستوعِبَ رزقَها، فاتَّقوا اللهَ، وأجمِلُوا في الطَّلَبِ، ولا يَحمِلَنَّ أحدَكم استبطاءُ الرِّزقِ أن يطلُبَه بمَعصيةِ اللهِ، فإنَّ اللهَ تعالى لا يُنالُ ما عندَه إلّا بِطاعَتِهِ Cebrâil (aleyhisselam) kalbime şöyle üfledi; Hiçbir nefis ecelini tamamlamadan ve rızkını eline almadan ölmeyecektir. Allah-u Teâlâ’dan korkun! Ve ondan güzel isteyin. Sizden kimseyi, rızkının yavaş gelmesi Allah-u Teâlâ’ya isyan etmeye yönlendirmesin. Allah-u Teâlâ’nın yanındaki ancak taat ile elde edilir.362Mu’tezileler’den bir grup ise rızkın kişinin bilfiil fayda gördüğü değil de mülkü altında olduğu şeydir demiştir. Dolayısıyla onlara göre kişinin mülkü olup da yemediği veya başkalarına infakta bulunduğu da hala kendi rızkı sayılır. Bazen de kişi başkasının rızkını da yemiş olur ve kendi rızkını yemez. Ancak bu görüş bozuk ve yanlış olduğundan tabi olunmaz. Çünkü hadiste geçtiği üzere kimse kimsenin rızkını yiyemez. Ayrıca iki açıdan daha bunların dedikleri bozuktur: 1. Eğer kişinin mülkü rızık sayılsaydı Allah-u Teâlâ’da rızıklandırılmış olurdu. Çünkü Allah-u Teâlâ her şeyin mâlikidir. 2. Köle, cariye gibi mülkü olmayanlar rızıksız olmuş olur. Çünkü İmam Şafiî (rahimehullah)’a göre onlar mülk sahibi olamaz. Getirilen bu iki delilden dolayı Mu’tezile’nin görüşü fasittir (bozuktur).