Kabir Azâbı Nasıldır?

Ebu Saîd Hudri (radıyallahu anh) peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’den şöyle rivâyet etmiştir; [عن أبي سعيد الخدري:] يُسلِّطُ اللهُ على الكافِرِ في قبرِه تِسعةً وتسعينَ تِنيِّنًا، تَنهشُهُ وتلدَغُهُ حتّى تَقومَ السّاعةُ، فلو أنَّ تِنِّينًا منها نَفختْ في الأرضِ ما أنبتَتْ خَضراءُ “Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, 99 Tinnîn, kıyamete kadar, kâfirlere kabirlerinde azap ederler. Bu Tinnîn yılanından bir tanesi yeryüzüne üflese yeryüzünde yeşil bir şey kalmaz.”250Âlimler 99 tane Tinnîn yılanı olmasının sebebini bu kişinin Allah’ın (c.c) 99 esmasını inkâr etmesi olduğunu söylemişlerdir. Kabir azâbından biri de kişiyi toprağın yan taraflarından sıkmasıdır. Ta ki o kimsenin omurga kemikleri birbirine girer. Bu azâbı büyük, küçük ister salihlerden olsun ister olmasın herkes görecektir. Ancak Peygamberler, Hazreti Ali (radıyallahu anh)’ın annesi Fâtıma Binti Esed (radıyallahu anha), hastalığı anında ihlas suresini okuyanlar bu azâbı tatmayacaktır. Evet, bu kişiler dışında herkes görecektir. Eğer bundan kurtulmak mümkün olsaydı ölümüyle Allah-u Teâlâ’nın arşını sarsan Sad bin Muaz (radıyallahu anh) kurtulurdu. Hazreti Ali (radıyallahu anh)’ın validesi Fatıma Binti Esed (radıyallahu anha) ise öldüğü vakit peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in gömleği ile defnedildiğinden ve Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ona dua etmesinden dolayı bu azâbı görmemiştir. Salih olup da kabir azâbına duçar olmayacak kişiler hakkında kabrin bu sıkması azap değil, arkasından ferahlık doğan bir sıkıntı ve hatalarına kefaret mesabesinde belki de özlediği evladını saran anne misali bir daralmadır.