Güzel Bir Amel İşlendiğinde Allah-u Teâlâ’nın Bu Amel Karşılığında Sevap Vermesi Zorunlu mudur?

Bir insan güzel amel işlendiğinde sevap talep edebilir. Ancak bu Allah-u Teâlâ’nın sevap vermesinin zorunlu olduğunu ifade etmez. Aksi takdirde haşa Allah-u Teâlâ’ya acziyet atfetmek gerekir. Cenâb-ı Allah her türlü noksanlık ve acziyetten münezzehtir. Allah-u Teâlâ’nın sevap vermesi ancak kendi lütfuyladır. Felsefeciler ise güzel amellerin Allah-u Teâlâ’yı sevap vermeye mecbur ettiğini savunur. Bunu aynı parmaktaki yüzüğe benzetirler. Parmak hareket ettiğinde yüzük de hareket ettiği gibi Allah-u Teâlâ’da güzel amel işlendiğinde sevap verir. Felsefecilerin sevap verilmesinden muradı, ruhun mânevi lezzetler ile mükafatlandırılmasıdır. Çünkü onlar cismin tekrar dirilmesini inkâr ederler. Mu’tezile’lere göre ise Allah-u Teâlâ’nın en iyisi görüneni yapması mecbur olduğundan sevap vermesini de Allah’ın (celle celâluhû) lütfu olarak görmezler.