Bizler Bir Bilgisayar Oyunu Gibi Yazılım İçerisinde miyiz? Bizler Gerçekte Var mıyız?

Sûfistâiyye denilen bir grup eşyanın hakikatini inkâr eder. Yani gözle görülen ve görülmeyen her şey yoktur derler. Ehl-i sünnete göre ise her şey vardır ve her var olan da bir şeydir. Dolayısıyla eşyanın hakikati vardır. Özellikle psikolojisi bozuk kimselerin düştüğü bir boşluk olan Sûfistâiyye inancı hayatın her anında insanı eksikliğe ve noksanlığa yöneltir. Ve kişinin dünyada yaşadığı 50, 60, 70 senenin de boş boş geçmesine sebep olur. Çünkü onlara göre bizlerin de hakikati yoktur. Hakikati olmayan bizler de yok oluyoruz. O zaman olmayan bir şey için çabalamak da olmamalıdır. Tamamen yokluk üzere kurulan bir inanç olan Sûfistâiyye aslında kendi kendini de yok sayar. Ve her an bir tezat ve çıkmazın içinde kalır. Şöyle hikâye edilir: Bir gün Sûfistâi inancı olan bir adam devesi üzerinde İmam-ı Âzam’ın (rahimehullah) yanına gelir. İmam-ı âzam (rahimehullah) talebesine onun devesini götürüp saklamasını söyler. Adam gideceği zaman devesini ister ve İmam-ı Âzam (rahimehullah) “Olmayan bir şeyi nasıl isteyebilirsin” der. Ve onu bu tezat içerisinde bırakır. Adam inancından döndükten sonra devesini verir ve gider. Şüphe yok ki işlerin hakikatini düşünen kendisinin varlığını ve bilgisayar yazılımı gibi sanal bir şeyin içerisinde olmadığını anlayacaktır.